Son günlerde kendinizi halsiz, yorgun hissediyorsanız ve geçmeyen baş ağrısı şikayetleri yaşıyorsanız, bu durumun sebebi gün içinde yeteri kadar su tüketmemeniz olabilir. Hayati içecek olarak tanımlanan suyun bağışıklık sisteminin güçlenmesinden cilt sağlığına kadar pek çok faydası bulunuyor. Ancak vücudun en temel ihtiyacı suyun eksikliği pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, “22 Mart Dünya Su Günü” öncesinde vücudun susuz kalmasının sağlığa etkileri hakkında bilgi verdi.

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, az su içmenin vücudun tüm dengesini alt üst edebileceğini ifade ederek, "Az su içenlerde yorgunluk,

dikkat güçlüğü ve hafıza bozuklukları görülebilir." dedi.

Dünyanın en önemli sanat organizasyonlarından Venedik Bienali’nde Türkiye’yi Ayşe Erkmen temsil ediyor.

Sanatçının bir su arıtma birimi yarattığı heykel yerleştirmesi büyük ilgi görüyor.

Dünyada hergün binlerce insan sağlıksız içme suları nedeniyle hastalanıyor veya 'yaşamını' yitiriyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporuna göre insan sağlığını tehdit eden faktörler arasında 'sağlıksız su' 6. sırada yer almaktadır.

22 Mart tarihi, 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan edildiğinden bu yana Dünya Su Günü olarak kutlanmaktadır.

Yaşamın kaynağı, hayatımızın en önemli maddesi su ile ilgili birçok yanlış bilgi, her gün kulaktan kulağa yayılıyor. Çok su içmenin zararları gibi bir başlık görürseniz hemen oradan uzaklaşın. Az su içerek zayıfladığını söyleyen olursa da kulaklarınızı kapatın. Ek olarak, tüm bunların karşısında yapmanız gereken tek şey su içmek! İşte, suyla ilgili kulak asmamanız ve asla inanmamanız gereken yanlış bilgiler; 

Kişinin su ihtiyacı kendine özgüdür ve kilosuyla doğru orantılıdır. Sağlıklı ve ideal kilosunda bir kadının günde 10 bardak, erkeğin ise 14 bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. Ortalama bir hesapla vücut ağırlığının yüzde 55-60’ının sulardan gelmesi gerekmektedir.

Suyun özellikle ısıyla ilgili (termal) özellikleri dünya üzerindeki canlı yaşamının sürekliliğinde büyük rol oynar.

Vücuttaki yaşam kaynağı su olduğu için su kaybı ile bir çok hastalık ortaya çıkıyor. Vücuttaki su kabı oranına göre tehlike büyüyor. Vücuttaki %5 Susuzluk, baş ağrısına neden olabilir iken susuzluk arttıkça halsizlik ve titreme başlıyor. Susuzluk giderilmez ise bayılmalar ve bilinç kayıpları ortaya çıkıyor. Vücuttaki su kaybı oranları ve üzerine çıktığı zaman kişinin ölme ihtimali çok fazla artıyor ve hala ölüm olmamış ise susuzluk oranı geldiği zaman vücut pes ediyor ve kişinin hayatı son buluyor.